CANAVAR ÖCÜSÜ GELİYOR!!!

Gönderen on 18 Mart 2010

İki afacan. Ele avuca sığmazdık. Nerede bela orada biz. Yaramazlık nerede orada yine bizzzz. Kavgaların müdavimi… Komşuları “tiiiye ” alan. Ablalarını provoke edip, Eşe’nin yaba gibi ellerinden dayak yememek için, tabanları kıçlarını döverek kaçan… Ya kafa delerek eve sığınan saklanan, ya da kafayı deldirip ağlayarak eve gelen yine biz. Rahmetli babamın pek haberi olmazdı ama, tüm yaramazlık ve belalarımızın sonuçlarını temizlemek yine rahmetli anama kalırdı. Her taşın altından çıkan iki cin göz. Yer altında yılanın geviş getirdiğini bilen Ali ve suç ortağı Suphi…
Eski evimizin ( şimdiki Galip’in hissesi ile birlikte, eski asma ağacına kadar olan arsa parseli) avlusunu, şimdiki evin avlusundan ayıran bir pardımız vardı. Pardı; kerpiçten örülmüş, üzeri tahta beşikvari çatı ile kaplanmış, sıvasız, pejmürde bir tür sınır belirten, iki parseli birbirinden ayıran,ilkel bir yapı şekli,toplam yüksekliği ise iki, ikibuçuk metre arasında… Bizim pardıya, eşek arıları yuva yapmış. Yuva da tam avludaki helamızın kapısının önünde. Helaya; arıları uyandırmadan, onları atlatarak gidebiliyoruz. Tüm ev halkı sıkıntıda ama, kimse de ya işin gücün çokluğundan, ya da görevi üzerine almak istemediğinden arıların üzerine gitmiyor, gidemiyor, gitmek de istemiyor. Ağustos ayının son günleri. Aslında ağustosta Dedebağı’na yağmur yağmaz. Ama o sene yağacağı tuttu ve yağdı. Ali Abim ilkokulu bitirmiş. Ben de üçüncü sınıftan dörde geçmişim… Yağmurun yağmasına çok sevindik. Yağmur yağınca işe gidilmez. Yaramazlık yapmak için fırsat doğar. Her köylü çocuğu gibi, bizler de hergün işe gideriz. Dediğim gibi, yağmur yağması demek, BAYRAM demektir. Yağmur başladı. Eşek arılarının tümü yuvalarına girdiler. Biz de tüm hazırlıkları yaptık. Çalı süpürgesi iki adet. Bolca çamur. Ateş hazırlandı…. Yağmurun dinmesini bekliyoruz. Yağmur dindi. Abim, elindeki çamuru arı yuvasını üstüne yapıştırıyor. Ben de nöbetçi asker, elimde çalı süpürgesi dışırıdan gelen eşek arılarını, süpürge ile ya öldürüyorum, ya da geri kovalıyorum. Üç beş arıyı indirdim yere. Bir tanesi benden kurtulup, vınnnnm diye uçtu, Ali Abimin iki kaşı arasına iğneyi batırıverdi… Abim:”Yandım, Osman Nuri ” diyerek beni azarladı, ama iş işten de geçmişti. Ali Abim şişlenmişti. Hemen anama müracaat ettik. Gerekli tedaviler yapıldı. Arının iğnesi çıkarıldı, iğnelenen bölgeye çamur sürüldü, yoğurt sürüldü. Ama her şey nafile. Ali Abimin iki gözü de kapandı… Oldu bir öcü, gözsüz canavar. Yanlışlıkla koca kapıdan sokağa çıkmasın, mahallenin bütün çocukları çil yavrusu gibi dağılıyorlardı. Kaçarken de hep bir ağızdan bağırıyorlardı.

“KAÇIN, KAÇIN! ANAAA CANAVAR ÖCÜSÜ GELİYOR!”

Yazar hakkında

19.03.1965 tarihinde Denizli'de dünyaya geldi. Üniversite mezunu. Şu an Pamukkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde Enstitü Sekreteri olarak görev yapıyor.

Yorumlar

One Response to “CANAVAR ÖCÜSÜ GELİYOR!!!”

  1. alper dedi ki:

    Amcacığım eline sağlık duyar duymaz hikayeni babamı aradım ama dediğin gibi yılanın geviş getirdiğini bilirdik diye,zannedersem bababm takılacağımı anladı ve cep telefonunu açmıyor:)

Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.